Suç işleyen insanların cezasız kalmamalarını ama suçluyla uğraşmak yerine suçu oluşturan sebeplerle mücadele edilmenin daha doğru bir yöntem olacağını savunan OHAK-DER, suçluyu değil suçu ortadan kaldıracak tedbir, yöntem ve yasaların oluşturulmasını tavsiye eder. Fıtri hakların suç sayılamayacağını, bundan ötürü insanların suçlanılmaması gerektiğine inanır…
Tarih boyunca hiçbir fikir ve düşünce katliam ve idamlarla yok edilebilmiş değildir. Fakat görünen o ki günümüz zalimleri hala bu gerçeği anlamış değiller veya anlamamazlıktan geliyorlar. Ama her şeye rağmen bilinmelidir ki onların akıbeti de Nemrut, Firavun ve emsallerinin akıbeti gibi olacaktır.
Zulmün hüküm sürme sebebi, zalimlerin tavrından çok mazlumların takındığı tavırdır. Zalimler iktidarlarının hüküm sürmesi için yapılması gerekenleri yapıyor, tabiri caizse görevlerini yerine getiriyorlar. Peki ya bizler, yapmamız gerekenleri yapıyor muyuz?
Hani herkese aynı hassasiyeti gösteriyordunuz! Hani herkese eşittiniz. Hani konu zulüm ve insan hakları ihlali olunca din, dil, ırk ve cinsiyet farkı gözetmezdiniz!
Oysa “dünyanın neresinde, kime, niye, olursa olsun tüm zulümlere, katliamlara, idamlara karşıyız” diyenler, Halepçe’de, Feyli’de, Hanekin’de ve daha birçok yerde konu Kürdler olunca sessiz kaldılar. Peki, bu sessizliğe yeter demenin zamanı gelmedi mi?
İran Kürdleri asıyor! Haberiniz var mı? Haberiniz yoksa haberdar ediyoruz…
Evet, dün Mısır’daki daha uygulanmayan idam kararlarını kınıyor ve Mısır halkının yanında olduğumuzu belirtiyorduk. Ama yanı başımızdaki İran devletinin uyguladığı idamları görmezden gelenleri de eleştiriyor ve bu idamlara da tepki göstermeye davet ediyoruz. Sisi’nin idam kararlarına gösterdiğiniz tepki ve hassasiyeti İran’ın uyguladığı idamlara da göstermenizi bekliyoruz.
Mesele Kürd kardeşlerimiz olunca neden ilk tepkinin batılılardan gelmesini bekliyoruz. Bu farklı yaklaşım biçiminin hem Müslümanların “İslam kardeşliği” anlayışına hem de sol kesimin “Halkların kardeşliği” söylemine zarar vereceğinin altını çiziyoruz. Bu bağlamda halkların birlikteliğine de halel getirecek olan bu menfi tavırdan bir an önce vazgeçilmesinin Ortadoğu halklarının yararına olacağını da belirtmek istiyoruz.
İran’daki idamlar konusunda özellikle dindar veya muhafazakâr STK’ların sessizliği idamlar kadar vicdanları yaralamıştır. İdam ve insan hakları ihlalleri konusunda bir an önce İranlı yetkililere tepki/ültimatom verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu konuda STK’ları duyarlı olmaya, tepki vermeye ve kamuoyu oluşturmaya davet ediyoruz.
İran’da yaşayan Kürd kardeşlerimiz yaradılışlarından ötürü kendilerine verilen haklarından mahrum bir şekilde yaşamaya çalışıyorlar. Haklarını talep eden Kürdleri derhal idamla cezalandırıp infaz ediyorlar. İdam bir insanlık suçudur. Bu insanlık suçunu işleyenlere hep birlikte DUR DİYELİM!
Dün mısırdaki idam kararına tepkisini dile getiren ve kalben de olsa yanlarında olduğunu belirten OHAK-DER, bugün de İran’daki idamları kınadığını ve hiçbir beşeri anlayış ve semavi inanışta fıtri hakların idam sebebi sayılmadığını belirtmektedir. Buna sessiz kalıp insani görevlerini yerine getirmeyenlerin tarih sayfalarında hak ettikleri şekilde hatırlanacağını hatırlatır. Bununla birlikte bu idamların bir an evvel durdurulması için de tüm STK’ları, BM ve AB’yi tepkilerini dile getirmek suretiyle kamuoyu oluşturmaya davet etmektedir. OHAK-DER olarak bu vesileyle bir kez daha; kim olursa olsun zalimden taraf olmayacağını, zulüm işlenirken sessiz kalmanın da vebal olduğunu, kalben de olsa tüm mazlumların yanında olacağını bugün de herkese ilan ediyoruz.
Biz insani görevimizi yaptık, sıra sizde…